Venedik Seyahati ve Gezilecek Yerler
Venedik seyahatinin özel bir yeri var bende, kız arkadaşım ile birinci yılımızı kutlamak için gittik ve yurt dışında geçirdiğim en harika iki gündü. Minimum hamallık yaptım bu gezimde, çok ilginçtir ne gereksiz yollar kat ettim, ne de pek gereksiz para harcadım, bu kadar başarılı olabileceğimi bilmiyordum.
2 tam günümüzü aldı şehri gezmek ve yürümeyi seven arkadaşlar için iki günün ideal olduğunu düşünüyorum. Şehrin içindeki oteller biraz kazık olduğunu için şehre çok yakın bir otelde kaldık. İnterneti rezalet olmasına rağmen gayet memnun kaldık tavsiye ederim. Tren istasyonuna beş dakika mesafede hemen önünden de hava alanı otobüsleri kalkıyor, tren istasyonundan 1.25 euroya bilet alabiliyorsunuz makinelerden, on dakikaya Venedik’desiniz. Bir kaç çeşit makine var dışarıdaki makineleri kullanmanız lazım karıştırmayın, oldukça da sık kalkıyor trenler, yanılmıyorsam geceye kadar devam ediyor seferler.
İlk gün ne gps ne harita kullandık, kafamıza göre yürüyerek gezdik şehri ve yarısından çoğunu dolaşıp bitirdik. San Marco meydanını yarına bırakmaya karar verdik çünkü müzeler vesaire erken kapanıyordu civarındaki. İkinci gün ise direk meydana doğru yürüyüp San Marko bazilikasını gezdik, giriş bedava içi de gayet hoş, bazı bölümlere girmek için ek ücret ödemek gerekiyor sadece. Haritasız gezmenin güzel yanı önüne geldiğin her büyük binaya giriyorsun ve akşam eve döndüğünde bütün tarihi yapıları gezdiğini fark ediyorsun. Onu gezin bunu gezin demeyeceğim, keşfedin bırakın yollar, köprüler, kanallar götürsün sizi.
Servis ücreti diye bir halt icat etmişler, oturduğun yerlerde iki euro kadar ödemen gerekiyor kişi başı, ya oturmayacaksın ya da bizim yaptığımız gibi fiks menülerden yiyeceksiniz. İlk gün 11 euroya makarna, somon ve patates kızartması yedik servis ücreti de ödemedik. İkinci gün ise kalamara kafayı taktık, 17-18 civarındaydı kalamar menüleri, merkezden uzaklaşıp balık pazarının oralarda Türk bir garsona denk geldik, 14 euroya makarna, kalamar yedik içecekleri de dahil etti arkadaş sağ olsun fiks menüye. Her fırsatta dondurma yemeyi de ihmal etmedik, 2 top 2,5 euro, merkeze yakın 2 top 3 euro. Plastik meyve kapları var 2 euro’dan içinde karpuz çilek dolu, çok güzel geliyor o sıcakta gömün denk gelirseniz.
Dönüşte otobüse bindik otelin önünden 8 euro ödedik kişi başı giderayak, kontrol falan da olmadı bence değmezdi almaya, bir saat kadar sürüyor hava alanına, ana duraktan binince de kolayca oturacak yer bulabiliyorsunuz. Trenlerde de hiç kontrole rastlamadık ama 1,25 euroya değeceğini sanmıyorum o yüzden risk almayın.
Bol bol çeşme bulabilirsiniz şehirdi, su alma ihtiyacımız olmadı denk geldikçe mataraya dolduruyorduk. Marketlere gelecek olursak, bütün marketler dar sokaklara saklanmışlar, öyle meydanın ortasından market aramayın. İçecek, yiyecek tedarik edebilirsiniz marketlere denk gelirseniz bizim gibi.
Gondollar 80 eurodan başlıyordu gördüğüm kadarıyla, hiç değeceğini düşünmüyorum para tuzağı tamamen. Efsane maskeciler dolu civar aynı zamanda cam işlemeler kaplıyor vitrinleri, bazen gözünüzü alamıyorsunuz. Hırsızlıklara karşı sık sık uyarılar oluyor fakat her hangi ters bir durum yaşamadık, dar ve kalabalık sokaklarda cepleri kolladık. Yemek yiyecekseniz merkezlerden kaçının %40 daha pahalı oluyor fiyatlar en az.
En önemlisi ise tek gitmeyin bu şehre, çiftler için yaratılmış burası ancak öyle zevk alabilirsiniz, tek gitsem katiyen bu kadar mutlu ayrılamazdım.
Usanmadan yapılan hatalar, çıkarılan onlarca ders ve bu süreçte gelişen bakış açılarım. İşte size Yirmilerim…
Beni 3 dakikada tanımak için linke tıkla!
Aşağıdaki sosyal medya hesaplarımdan da maceralarımı takip edebilirsin 🙂