Amsterdam Gezisi ve Gezilecek Yerler
Edit: Yeni güncel bir Amsterdam Gezi Rehberi Yayınladım!
Teyzeler sollayıp durdu beni bisiklet yolunda
Amsterdam gezisi yoktu kafamda, turnuva için gidip dönecektim sadece, gaza geldim iki gün önceye aldım bileti gezilecek yerleri turlarım diye, iyi ki de öyle yapmışım. Windmill turnuvasına katılacaktık Türkiye takımı olarak, 3 gün sürüyor turnuva, iki gün erkene aldım bileti, turnuva ardına da bir gün ekledim bir haftaya tamamladım seyahati.
Uçağa binmeden bagajı teslim ettim, elime de çadırımı ve ufak el çantamı aldım. Pasaport kontrolünde çadırımı açtırıp içindeki demir kurulum aksanlarını aldılar, aklımın ucundan bile geçmemişti, sonuç olarak çadırsız kaldım ve büyük bir ders aldım.
Tek hava alanı var zaten ( Schipol ) oraya iniş yapıyor uçak, hava alanındaki makinelerden tren bileti alıyorsunuz 5€ civarı tutuyor, on beş dakikaya şehir merkezindesin. Onlarca dükkan var bisiklet kiralayabileceğin, bir kaç tane fiyat sorduktan sonra yellowbike‘da karar kıldım, hem ucuz hem de az kaparo istiyorlar. Şehir merkezine 4-5 km uzakta bir hostel tutmuştum (büyük hata, merkezden şaşmayın) bisikletle gidip eşyalarımı bıraktım. Wow amsterdam ismi, 12 € geceliği , yatakhane tarzı ama epey ferah ve kaliteli odalar.
Atladım bisiklete çadır almak için dekatlona yola koyuldum, yirmi kilometreden fazla yol gidip defalarca kez kaybolup üç uzun saatin ardından çadırımı alabildim. Yurt dışında gps kullanmak için internete bağlı olmanıza gerek yok, herhangi bir operatör işinizi görüyor. Google maps ya da trip advisor ile kayboldukça yolu kontrol ediyordum. Akşam merkezde arkadaşlara vakit geçirip bazı maddeler 😉 denedik ve bisikletle döndüm motele. Turnuvanın ertesi günü de bisikletle turlar atıp, akşam da red light‘a uğramayı unutmadık.
Yemek konusuna gelirsek, 5 €-7 € fiyat aralığında efsane büyük boy pizzalar yiyebilirsiniz lokal mekanlarda, gidip dilimlere saldırmayın pahalı kaçıyor dilim pizzalar. Süpermarket kaynıyor sokaklar, Albert Heijn en ucuzu gördüklerim arasında, alın 1,5 litre suyu atın çantaya sokakta büfelere para bayılmayın. Hiç bir şey bulamaz iseniz, favori fast food restoranların hizmet sunuyor her köşe başında.
Gelelim gezilecek yerlere, şahane olmadığı sürece müzelere para veren bir insan değilim ve şahane müzeler yoktu bu şehirde. Adamlar her şey için ayrı müze yapmış, boş yere çar çur etmeyin paranızı, tekneyle kanal gezileri vardı onu tavsiye edebilirim sadece.
Uzun bisiklet turlarından sonra haritaya baktığımda bütün anıtlardan, meydanlardan ve müzelerden geçtiğimi fark ettim. Robot gibi gitmedim hiçbirine, rast geldim diyebilirim daha çok. Güzel yanı da bu, kanalların bir çoğunun kıyısından bisiklet sürdüm, dam meydanında sokak performansları izledim, kraliyet sarayı, amsterdam yazısı, vondelpark, heineken fabrikası, çiçek pasajı bunların hepsini gezmişim farkında olmadan bisikletimle. Ne plan yaptım ne de rota çizdim, yine de bütün şehri ve daha fazlasını gezip tükettim.
Hava alanında yüzlerce dolap var eşyalarınızı kilitlemek için, kredi kartı ile çalışıyorlar ( 7 € ), çok işime yaradı son gün açıkçası.
Amsterdam gezisi istiyorsan kiralıyorsun bisikleti, bırakıyorsun elinden haritayı ve rüzgar nereye götürürse seni asılıyorsun pedallara. Meşhur Amsterdam yazısının yanında meşhur pozum ile fotoğraf çekilmeyi ihmal etmedim tabi.
Usanmadan yapılan hatalar, çıkarılan onlarca ders ve bu süreçte gelişen bakış açılarım. İşte size Yirmilerim…
Beni 3 dakikada tanımak için linke tıkla!
Aşağıdaki sosyal medya hesaplarımdan da maceralarımı takip edebilirsin 🙂