Berlin Gezi Rehberi – Berlin Seyahatim 2019-2020

 

Kurban Bayramı’nda çıktığım bir haftalık Almanya turumun ilk durağı Berlin oldu ve şehirde dolu dolu 3 gün geçirme fırsatı buldum. Bu 3 gün boyunca da gezilebilecek neredeyse her noktaya uğrayarak sizler için hem bir Berlin seyahat videosu hem de Berlin gezi rehberi çıkarmaya çalıştım.

Berlin şehri ile ilgili tüm seyahat tecrübelerimi bu blog yazısında bulabilirsiniz. Daha görsel bir içerik için de lütfen yukarıdaki videoya göz atın.

---

Booking.com

Berlin Havalimanına İniş

Benim gibi düşük bütçeli bir hava yolunu (Pegasus) kullandıysanız Berlin Schönefeld hava alanına iniş yapacaksınız. Terminalin kapısından çıktığınızda sol tarafa doğru kıvrılan bir yol eşliğinde büyük bir kalabalığın yürüdüğünü fark edeceksiniz. İşte bu kalabalığın peşine takılırsanız 5 dakika içinde tren istasyonuna ulaşabilirsiniz.

Berlin Merkeze Ulaşım

Eğer şehir merkezinde bir otel tuttuysanız tren garında kullanabileceğiniz iki tane ana hat var, biri şehrin üst kısmına doğru kıvrılıp merkez istasyona gidiyor, diğeri ise alttan alttan yardırıyor.

Tren istasyonunun zemin katındaki makinelerden tek yönlü bir bilet alarak (bozuk para veya kredi kartı ile – 3.40 Euro) trene atlayabilirsiniz.

Ben güneyden geçen hattı kullanarak hostele yakın bir istasyonda indim ve oradan diğer bir trene geçerek 3 durak ardından hemen hostelin yanında indim. İkinci binişimde muhtemelen yine bir tek yön bileti almam gerekiyordu fakat risk aldım ve yakalanmadım.

Her şehirde olduğu gibi günlük veya daha uzun müddetli biletler almanız mümkün, ben yürümeyi sevdiğim için (cimrilikten) bunu tercih etmedim ve günde 15-20 km’lik yürüyüşler ile şehri tamamladım.

---

???

Özel davet linkimi kullanarak ilk rezervasyonlarınızda 130 ₺ indirim kazanabilirsiniz!

https://www.airbnb.com/c/buragh3?currency=TRY

???

Berlin’de Konaklama

Kaldığım ve tavsiye ettiğim hostel: Three Little Pigs Hostel Berlin

Berlin Gezilecek Yerler

İnternette tavsiye için hangi siteye girerseniz girin aşağıdaki mekanlar ile karşılaşacaksınız o yüzden derin bir nefes alın ve sayfada kalın, çünkü hepsini gezdim ve size detaylıca anlatmaya hazırım.

Brandenburg Kapısı

Amerikan ve İngiliz bombardımlanlarının ardından tüm şehir yerle bir olsa da bu kapı dimdik ayakta kalmış. Berlin duvarı da kapının hemen ardından geçiyormuş ve o dönemde güvenlik o kadar sıkıymış ki meydana yaklaşan insanlar vuruluyormuş. Ronald Reagen meşhur konuşmasını bu kapının hemen arkasında yapmış.

Reichstag Binası – Reichstag Dome

İşte buraya kafanıza göre giremiyorsunuz… Yukarıdaki videoda nasıl girip gezebileceğinizi çok detaylı bir şekilde anlatıp gösterdim. Berlin’de kesinlikle gezilmesi gereken noktalardan bir tanesi burası.

Berliner Fernsehturm

Alexanderplatz meydanında bulunan yemek yiyebileceğiniz bir kule kendisi. Düşük bir bütçe ile solo gezdiğim için böyle lüksleri pas geçiyorum. Açıkçası yemeklerin fiyatına bile bakmadım o yüzden yanıltmak istemem sizleri.

East Side Gallery

Berlin duvarından kalan yaklaşık bir kilometrelik parça grafitiler ile boyanarak süslenmiş. Şehir merkezine uzak kaldığı için Alexanderplatz’dan trene binip 2-3 durakta ulaşabilirsiniz. Ben şahsen bilet almadan bindim yakın olduğu için ve yakalanmadım 🙂

Berlin Katedrali

Müzeler adasında kendini belli eden cici bir katedral. Girişte 7 Euro istedikleri için beni kaybettiler. Kiliselere girmek için para vermek pek rahatsız ediyor beni o yüzden içerisini pas geçtim.

Hitler’in Sığınağı

Rehber ile ücretsiz şehir turunu yaparken bizi park-otopark arası bir yerde durdurdu ve başladı konuşmaya. Bu parkın hemen altında Hitler’in eski sığınağı bulunuyormuş ve bütün deliller toplandıktan sonra çimento ile doldurulup kapatılmış. Rehberin anlattığına göre de Hitler önce siyanür kullanmış ardından da kafasına sıkmış. Ölümümün ardından de cesedeinin komple yakılmasını istemiş. Sovyetler ise sadece çene kemiğini bulabilmişler ve dişçisinin kayıtları ile karşılaştırıp ona ait olduğunu onaylatmışlar.

Memorial to the Murdered Jews of Europe

Berlin’deki en göze çarpan anıtlardan bir tanesi burası. Anıt, mezar taşlarını andıran 2700 adet farklı boyutlu bloktan oluşuyor. Ufak bir sıra beklerseniz de hemen altındaki müzeye ücretsiz girip soykırımda hayatını kaybeden bazı ailelerin hikayelerine tanık olabiliyorsunuz. Anıtı tasarlayan mimar ise eski Yahudi mezarlıklarından esinlenmiş. Toprak zamanla yükselip alçaldığı için mezarlıklardaki taşlar uzun yıllar içerisinde farklı yüksekliklere ulaşarak anıta benzer bir görüntü sergiliyorlarmış.

Üstlerine çıkıp selfie falan çekilmeye çalışmayın lütfen…

Checkpoint Charlie

Charlie diye biri yok arkadaşlar… Amerikan ordusundaki sayma sisteminden geliyor bu isim. Alpha, Bravo ve Charlie yani 3. kontrol bölgesi. Burayı önemli kılan şey ise, Sovyet ve Amerikan tanklarının 16 saat boyunca karşı karşıya beklediği ve 3. Dünya savaşına ramak kalan gündür. Küba krizinden sonra soğuk savaştaki en tansiyonlu olay olarak anılıyor.

Victory Column

Brandenburg kapısından 10-15 dakika ıhlamur ağaçları ile donatılmış bir yoldan geçerek buraya varabiliyorsunuz. Giriş sadece 3 Euro ve tepesine tırmanma imkanı sunuyor size. Merdivenler oldukça yorucu, yarıda bırakanlara bile denk geldim.

Berlin Meydanları

Alexanderplatz

Şehirdeki ana tren istasyonu burda ve meydanın hemen yanında bulunuyor, yazının başında bahsettiğim kuzey hattına binerseniz muhtemelen burada ineceksiniz. Tren istasyonu demek evsizler ve uyuşturucu bağımlılarının takıldığı mekan demek, aynen de bu tarife uyuyor… Etrafı 2-3 AVM ile çevrilmiş gördüğüm en dandik çeşmeye sahip kıçı kırık bir meydan burası, lütfen uğramayın bile.

Gendarmenmarkt

İşte meydan gibi meydan, ortasında konser binası, bir ucunda Fransız diğerinde ise neredeyse birebir Alman kilisesi. Hem havalı resimler çektirebilir hem de banklara oturup manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ufak bir bilgi, kilise ahalileri birbiri ile yarıştığı için birini diğerinden 2 metre daha uzun yapmışlar gıcıklığına 🙂

Bu meydan eskiden atların takıldığı ahır kıvamında bir yermiş, dikkatli bakarsanız etraftaki taşlarda atların bağlandığı eski halkaları görebilirsiniz.

Bebelplatz

Nazilerin “hoşlanmadıkları” 20.000 kitabı toplayıp yaktıkları meydan burası. Komunist manifesto’nun orjinal kopyası burada kül olmuş.

Görsel açıdan bir şıklığı yok fakat bir köşesinde pembiş opera binasını diğer bir köşesinde ise Karl Marx’ın okuduğu üniversiteyi görebilirsiniz. Müze adasına doğru yürürken meydana uğrayabilirsiniz.

---

Berlin Müzeleri

Berlin’deki bütün kalıplı müzeleri gezdim diyebilirim hatta antik kuntik olanlara bile vaktim oldu o yüzden bu bölümün size fazlasıyla yararlı olacağını düşünüyorum.

Topography of Terror

Paran mı yok, sıkıntı yok. Bu müzeyi ücretsiz olarak gezebilirsin, dilersen de ufak bir ücret verip kulaklık alabilirsin. Müze, Gestapo ve SS’in nasıl kurulduğunu, işlediğini ve çöktüğünü resimler ile anlatıyor. Zaten müzenin tipine bakınca bile içeride sizi ne gibi resimlerin ve hikayelerin beklediğini tahmin edebiliyorsunuz.

Alman Tarih Müzesi

Müze kartımı satın almaya odaklanmış bir şekilde içeri girdim ki bugün girişin ücretsiz olduğunu öğendim. Bunu duyup koşarak müzeye daldığım için de nedenini bile sormadım. Almanya’nın Saksonlardan tutun Bavarya’ya kadar karmakarışık bir tarihi var ve bu müze bu tarihi anlatmayı hedeflemiş.

DDR Museum

Kendisi aldığım müze kartına dahil değildi fakat internette çok tavsiye edildiği için hızlıca uğramaya karar verdim. Google maps üzerinde tam gösterilen yerde değil, esas mekan nehrin hemen kıyısında bulunuyor. İçerisi çoluk çocuk kaynıyordu ve iğne attım yere düşmedi, bu yüzden pas geçtim müzeyi.

German Spy Museum

Tüm sağlam müzeleri gezdikten sonra müze kartımın geçtiği diğer müzeleri araştırdım ve listenin başında burası geliyordu. Almanların 20. yüzyılda casusluk alanında kullandıkları ilginç aletlerin sergilendiği, yer yer casusluk oyunlarının olduğu ilginç bir müze. Çocuklarınız ile gelebilirsiniz, kesinlikle sıkılmayacaklardır. Çünkü… lazer odası mevcut… Evet filmlerdeki gibi lazerlerin olduğu karanlık bir odada yakalanmadan karşı tarafa geçmeye çalışıyorsunuz. Ne kadar merak etsem de sırada 5-6 yaşında çocuklar beklediği için çekindim girmeye, fakat epey içimde kaldı…

Berlin Movie Museum

Casus müzesinin hemen ardından da yine müze kartım ile biraz film tarihi öğrenmeye karar verdim. Öyle Hollywood filmleri yok, daha çok siyah beyaz ve artistik filmler üzerine. “Sanat” konusunda biraz geri kafalı olduğum için, çok özümseyemedim müzeyi. Fakat, içerisinde absürt siyah beyaz filmlerin oynadığı küçük bir oda var ve oturup 20 dakika kitlendim.

---

Berlin Müze Adası

Berlin müze adası adı üstünde şehirdeki en önemli müzeleri kalbine topluyor. Burada müze girişlerinde hem genel müze kartı alıp benim gibi şehirdeki tüm müzeleri gezebilirsiniz hem de daha uygun bir fiyata sadece ada müze kartı alıp adadaki müzelere girebilirsiniz. Vaktiniz var ise ve en az 2-3 müzeyi gezmeyi planlıyorsanız benim gibi kara geçebilirsiniz.

Müze adasında gezebileceğiniz 4 tane çok sağlam müze mevcut. Videoda görselleri ile anlattım içinde neler bulunduğunu.

Pergamonmuseum

Bode Museum

Alte Nationalgalerie

Neues Museum

 

Berlin Yeme İçme

Currywurst

Gitmeden elbette Berlin’de ne yenir? sorusunun cevabını bulup çatallarımı hazırladım. Her listenin başında ise meşhur currywurst geliyordu. Biraz hayal kırıklığı oldu benim açımdan, büyükçe bir sosisin üstünde bir tutam köri tozu atıyorlar o kadar. Almanya’nın diğer şehirlerinde de tattım ama öyle çılgın bir şey beklemeyin heveslenip.

???

Özel davet linkimi kullanarak ilk rezervasyonlarınızda 130 ₺ indirim kazanabilirsiniz!

https://www.airbnb.com/c/buragh3?currency=TRY

???

Atladığım noktalar var ise lütfen yorumlarda paylaşarak bu rehberi genişletmeme yardımcı olun!

Hepinize iyi seyahatler diliyorum.