Boş Geçen Dersler Nasıl Doldurulur ?
Boş geçen dersler derken kast ettiğim lisede hocanın gelmediği dersler değil, tereddütte kalırsınız müdür yardımcısının odasına gidip gitmemek arasında, korkarsınız başka hoca çağırır diye, bir yandan da bahçeye falan çıkmak istersiniz iki şut çekmek için. Boş geçen ders dediğim şey bundan alakasız, içeride öğretmenin olduğu dersler, öğretmenin sınıfı doldurduğu fakat içeriği dolduramadığı dersler.
Kaba taslak bakınca üniversitenin sonuna kadar, derslerde geçip gidiyor saatlerin, nerede okuduğuna derse kimlere girdiğine bağlı olarak da değişiyor ne kadar verimli geçirdiğin bu saatleri. Zaten tıkılı kalmışsın gençliğin boyunca ufacık bir sınıfa, bir de öğretmen sana bir şey katmak yerine bu kıymetli saatlerini çarçur ediyorsa, bir yerden sonra dur demek gerekiyor. Lisede jeton düşmedi bana, zaten testlerden kafasını kaldıramıyor insan, verimsiz geçen zamanlara mola gözüyle bakıyor, düşünmüyor neler kaçırdığını. Üniversiteye gelince benim jetonlar bir güzelleşti görseniz.
Zevkle katıldığım ve bir çok şey öğrendiğim az miktarda dersin yanında, sırf yoklama notu almak için katıldığım dersler ve antik yöntemlerle işleyen zerre öğretici olmayan dersler aldım üniversite hayatımda. Aşağıdaki resim son yıl aldığım reklamcılık dersimden bir snap, büyük hayaller ile gitmiştim, bulduğum şey ise reklamcılığın sadece gazete ve kupon üstünden yürüdüğünü sanan 80 yaşındaki öğretmenim oldu.
Hocam Peki İnternet ??
…Kim??
Böyle derslere denk geleceksiniz üniversitede ve total saatleri hesaplayınca aylara tekabül edecek. Ayları çarçur etmeyin üniversitede, dinliyormuş gibi kafa sallayabilirsiniz saatlerce, kazandırmaz size bir şey, facebook’a bakıp durabilirsiniz, yine pek bir şey katmaz size.
Boş Geçen Dersler Nasıl Doldurulur peki ?
Pokemon Go oynayarak tabi ki! Nope, sırıtmayın hemen, yok öyle bir dünya.
İlgilendiğim alanlardaki blogları ve makaleleri okumaya merak salmıştım bir sıralar, tabletimi götürüyordum derslere, bu dandik hocalara denk geldikçe açıp okuyor not alıyordum, belgesel bile izlemeye başladım bazı derslerde arka sıralara geçerek. Eskiden bitsin diye durmadan saate baktığım dersler, artık benim açımdan müthiş verimli geçmeye başlamıştı. Reklamcılık dersine gelip, reklamcılığın tarihi, gelişim süreci, nasıl yapıldığı, gelecekte nasıl kollara ayrılabileceği hakkınca onlarca yazı okuyup film izliyordum. Diğer kofti dersler için de geçerliydi bu, insan kendini geliştirmek istiyor ise engel yoktur karşısında, tabi ki on kişilik sınıfta bunları yapamazsınız göze batar, ama emin olun ki bir çok toplu ders olacak önünüzde.
Boş geçen dersleri, bir işkence olmaktan çıkarın ve sizin için verimli atölyelere çevirin. Size bu yıllarda en çok şey katacak kişi hocalar değildir, siz kendinizsiniz. Bir konuya kapatıyorsanız kendinizi, başka konulara açın o derste, emin olun ki o hocaların hayal ettiğinden kat kat verimli geçebilir o dersler.
Usanmadan yapılan hatalar, çıkarılan onlarca ders ve bu süreçte gelişen bakış açılarım. İşte size Yirmilerim…
Beni 3 dakikada tanımak için linke tıkla!
Aşağıdaki sosyal medya hesaplarımdan da maceralarımı takip edebilirsin 🙂