Pygmalion Etkisi – Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanet
Pygmalion Etkisi, diğer insanların sizin hakkınızdaki beklenti ve düşüncelerinin performansınızı büyük ölçüde değiştirdiğini öne sürer.
Pygmalion Etkisi Nedir?
Pygmalion Etkisi kavramını doğuran Robert Rosenthal tarafından yapılan bir deneyin sonucunda, öğrencilerin okul performansının öğretmenlerin onlar üzerindeki beklentisi ile doğru orantılı olduğu ortaya çıkıyor.
California ilköğretim okulunda yapılan deneyde, öğrenciler bir IQ testine tabi tutuluyorlar ve öğrencilerin birbirine yakın puanlar aldığı sonuçlar sadece deney yetkilileri tarafından biliniyor. Yetkililer gruptan rasgele birkaç çocuk seçerek, öğrencilere bahsetmeme kaydı ile, öğretmenlere bu çocukların çok yüksek puanlar aldıklarını ve ileride çok başarılı olacaklarını anlatıyorlar. Halbuki başarılı olacaklarını iddia ettikleri çocukların IQ puanları sınıfın ortalamasında ve öğretmenlerin gerçek test sonuçları hakkında bilgileri yok.
Bir yılın ardından testler tekrarlanıyor ve 1 ile 2 sınıf öğrencilerinden, öğretmenlere övülenlerin sınıfın ortalamasına göre çok daha fazla ilerleme kaydettikleri gözlemleniyor. Özellikle ufak yaşlarda, öğretmenlerin öğrencilerin potansiyelleri üzerine olan düşünceleri, öğrencilere karşı davranışlarını ve yaklaşımlarını etkileyerek, çocukların daha başarılı olmasını sağladığı ortaya çıkıyor.
Robert Rosenthal’a göre çocukların bu gelişimi öğretmenlerin davranışlarındaki bilinçli ve bilinçsiz 4 faktöre bağlı.
1-) Ortam
Öğretmenler gelişme potansiyeli olan öğrencilere hem sözel hem de davranış olarak daha sıcak bir öğrenme ortamı sunarlar.
2-) Öğretme Miktarı
Öğretmenler, öğrenme potansiyeli olduğuna inandıkları öğrencilere daha fazla bilgi ve malzeme sunarlar.
3-) Cevap Fırsatı
Bu öğrencilere daha çok parmak kaldırma, cevap verme ve daha uzun konuşma fırsatı sunulduğu için, dahil olmayan sessiz öğrencilere göre çok daha fazla gelişme fırsatı bulurlar.
4-) Geri Bildirim
Bu maddenin yarısı, seçilmiş öğrencilerin yaptıkları karşısında öğretmenlerden daha pozitif yorumlar ve dönüşler almalarına dayanıyor. Diğer yarısı ise çok ilginç bir şekilde yaptıkları negatif şeylere karşı verilen tepkiler ile ilgili. Gözde öğrenciler yanlış cevap verdiklerinde öğretmenler yanlış deyip geçmek yerine, neden hata yaptıkları üzerine yorumlar yapıp onlara daha da katkıda bulundukları tespit edilmiş. Aynı şekilde öğretmen, çok şey beklemediği öğrenciye yanlış-otur gibi cevaplar verdiği için, bu öğrencilerin hatalarından ders alma ihtimalleri oldukça düşüyor.
Okul yıllarını düşünecek olursanız, hocaların gözde öğrencilerini ve sınıfın aptal olarak etiketlenen çocuklarını muhakkak hatırlarsınız.
Biraz önce bahsettiğim 4 kural iş hayatında da patron-çalışan arasında aynı mekanikler ile işler. Patronunuz ve üstünüz potansiyelinizi fark ederse, size gelişmeniz için daha çok iş verir, daha iyi yorumlar yapar veya toplantılarda daha çok söz hakkı sunar. Ne yazık ki iş hayatında bu durum tam tersi şekilde de işleyebilir. Bazı patronlar, potansiyeli yüksek ve başarılı çalışanların gelişimini kıskanarak onları kısıtlama ve bastırma yöntemine giderler.
Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanet Nedir?
Pygmalion Etkisi aslında temelini sosyolog Robert King Merton tarafından ortaya atılan “kendi kendini gerçekleştiren kehanet” kavramından almıştır. Robert’in deyişi ile:
“Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, başlangıçta, bir durumun yanlış bir şekilde değerlendirilmesinin, davranışları etkilemesi sayesinde bu yanlış anlayışı sonuçta doğru kılmasıdır.”
Kehanetlerin kendi kendilerini gerçekleştirmesinin nedeni ise geri bildirim döngüleridir.
Bir öğrencinin başarılı olduğuna inanılırsa, öğrenci daha önce bahsettiğim ortam,öğretme miktarı ve cevap fırsatı ile ödüllendirilir. Bu ödüller sayesinde öğrenci kendini geliştirme fırsatı bulur ve sonuç olarak da uzun dönemde başarılı bir öğrenciye dönüşür. Bu pozitif geri bildirim döngüsü olarak adlandırılır.
Pygmalion Etkisi‘nın tam tersine ise literatürde Golem etkisi denir. Bu durumda da negatif bir geri bildirim döngüsü oluşturularak, potansiyeline ve yeteneğine inanılmayan kişilere kendilerinin geliştirme konusunda daha az fırsat sunulur ve bu nedenle daha az gelişirler.
Hayattaki başarılarımız ve önümüze çıkan fırsatlar öncelikle kendimize olan inancımıza bağlı olsa da diğer insanların payını da göz ardı etmememiz gerekiyor. Neler başardığımız, nasıl düşündüğümüz, nasıl davrandığımız ve yeteneklerimizi nasıl algıladığımız etrafımızdakilerin bizden beklentileri çerçevesinde büyük ölçüde etkilenebilir.
Yazı hoşuna gittiyse, benzer içerikler için Ücretsiz Haftalık Bültenime Abone olabilirsin!
Bu tarz psikolojik ön yargıları merak ediyorsan Davranışsal İktisat kategorisi tam sana göre…
Usanmadan yapılan hatalar, çıkarılan onlarca ders ve bu süreçte gelişen bakış açılarım. İşte size Yirmilerim…
Beni 3 dakikada tanımak için linke tıkla!
Aşağıdaki sosyal medya hesaplarımdan da maceralarımı takip edebilirsin 🙂